Milyoner olmayan sıradan vatandaşların vicdanını ve iyi niyetini sömürerek dolandırıcılık yapanların olduğunu belirten Kalkandelen, “Bağış adı altında çok sayıda bağışçıdan topladıkları paralarla zamana yayarak vurgun yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Zülal Kalkandelen’in “Hayvanları kullanarak dolandıranlar ne olacak?” başlıklı yazısı şöyle:
“Daha önce de yazdığım gibi bu tür dolandırıcılık hayvan hakları alanında çok yaygın.
Birçok kişi ya da oluşum, yardım toplama hakkı olmasa da sosyal medyada hesap açıp önce çok sayıda takipçi ediniyor ya da daha doğrusu sahte takipçi satın alıyor ki önemli bir hesap gibi görünsün, kötü durumdaki hayvanların videolarını paylaşıp onları tedavi ettireceğini vaat ediyor, ünlülerden destek videoları paylaşıyor ki onların da hayranları kendilerine güvensin, sonra şahsi banka hesabının IBAN numarasını paylaşıyor.
Videolarda görünen kötü durumdaki hayvanlara ne olduğu bilinmiyor, hatta arananların bazıları bulunamıyor, kimi durumda bir hayvanı ısrarla soran olursa ‘Tedaviye başladık ama öldü’ deniyor ve “bağış” adı altında toplanan paralar hiçbir şekilde denetime tabi tutulmuyor. Aralarındaki bazı uyanıklar, sahte bir şirket kurup veterinerlerle anlaşma yaparak onlardan aldıkları sahte faturaları vergiden düşüyor.
Bu şekilde karapara aklandığına ilişkin ciddi kuşkular üzerine MASAK’a verilen dosyalar ve ilgili savcılıklara yapılan suç duyuruları da var. Bazıları hakkında şahsen ben de suç duyurusunda bulundum ve isimleriyle köşemde yazdım. Bunlardan birisi olan ve kendisini Paw Guards’ın kurucusu olarak tanıtan Erkin Erdoğdu, defalarca beni tehdit ettikten sonra geçen yaz tutuklandı.
***
Ancak soruşturulması gereken çok sayıda kişi, dernek ve oluşum var. Herhalde bu alandaki sahtekârlığın boyutu yeterince büyük görülmüyor ya da bu dolandırıcılar saçlarına dolarları bigudi gibi sarıp video paylaşmadığı için fazla dikkat çekmiyor. Ama ne ilginçtir ki ‘Yardım göndermezseniz bu hayvanlar ölecek!’ diye video paylaşanlar, vurgunu yapıp pahalı mekânlardan çıkmıyor ve lüks arabalarıyla geziyor.
Acıma duygusu sömürülen vatandaşlar ise bunları hiç sorgulamadan 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na aykırı bir şekilde davrananlara para yağdırmaya devam ediyor. Hatta uyarılınca tepki gösteriyor, o kadar ki aralarında size inanmak istemediği için ‘Dolandırılma hakkımı kullanmak istiyorum’ diyen bile var!
Sahtekârlığın sosyal medyada bu şekilde ortaya çıkması, kolay para kazanma heveslisi dolandırıcıların artması, toplumdaki çürümenin göstergesi elbette. Ama şunu da sormak gerek:
Bunca insan neden uyarıldığı halde dolandırıcılara inanıyor ve onların sosyal medya hesaplarını takip ederek onlara güç katıyor?
Dolandırılmak isteyene yapacak bir şey yok ama ahlaksızlığa masum hayvanların alet edilmesi ve bu ortam yüzünden hayvanlara gerçekten yardım etmek isteyenlere de güven duyulmaması söz konusu…
Sonuçta bu pisliğin bedelini hayvanlar canıyla ödüyor. Benim derdim para değil, can!”
PONZI NEDİR
Ponzi şeması, Ponzi sistemi veya Ponzi oyunu, yüksek kâr getiren bir üretim varmış gibi göstererek yatırımcıları sisteme katmayı amaçlayan ve ilk yatırım yapanlara ödemenin sisteme sonradan katılanların parasıyla yapıldığı bir dolandırıcılık yöntemi. Ortada yüksek kâr getiren bir üretim olduğu, bu üretim sayesinde yatırımcılara para ödendiği iddia edilir ve bu sayede sisteme yeni yatırımcılar çekmeye çalışılır. Ponzi şemasına katılımlar bittiği zaman, ortada kâr getiren bir üretim olmadığı için yeni yatırım yapanlara ödeme yapılamaz, sistem çöker ve ponzi şeması sonlanır.
İSMİ CHARLES PONZI’DEN GELİYOR
Tarihte bilinen ilk ponzi şeması, bu sisteme adını veren Charles Ponzi tarafından 1920 yılında gerçekleştirildi. Ponzi, bu sistemi sayesinde kısa sürece 10 bin yatırımcıyı posta pullarını kullanarak bir arbitraj kârı elde ettiğine inandırdı; ancak aslında ortada olmayan bu kârlar nedeniyle sistem daha fazla sürdürülememiş ve sistem kısa sürede çöktü.
Odatv.com