Gözyaşı boşaltım sisteminin üstte ve altta punktum denilen başlangıç giriş deliği ile başlayan, incecik bir boru sistemi ve gözyaşı kesesi ile devam eden, ardından gözyaşı kanal sisteminden buruna açılarak son bulan bir yol izlediğini ifade eden Dünyagöz Hastanesi Ankara doktorlarından Prof. Dr. Emine Malkoç Şen, “Bu sistemin herhangi bir noktasında tıkanıklık gelişebilmekte ve sulanma görülebilmektedir. Tıkanıklıklar genelde gözyaşı kanalı denilen boru sisteminde oluşmaktadır” diye konuştu.
“GÖZLERDE KIZARMA VE KAPAKLARDA ŞİŞLİK OLUŞUMUNA YOL AÇABİLİR”
“TIKANIKLIĞIN SEVİYESİ TESPİT EDİLMELİ”
Gözyaşı kanal sisteminde meydana gelen tıkanıklığın tedavi edilmesinde ilk aşamanın, sistemin neresinde ve hangi seviyede tıkanıklık gerçekleştiğinin belirlenmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şen, “Bunun için lavaj yöntemini uygulayarak gözyaşı kanalına bir sıvı gönderiyoruz. Tanıda nadiren başka ek testler ve görüntüleme yöntemleri de gerekebiliyor. Tümör şüphesi varlığında, burun içi cerrahisi ya da travma sonucu görülen sulanmalarda bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans (MR) görüntüleme tetkiklerine başvurulabiliyoruz” dedi.
ÇOCUK VE YETİŞKİN TEDAVİLERİ FARKLI
Bu hastalığın varlığı ve seviyesi tespit edildikten sonra doğru tedavi yönteminin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şen, “Çocuklarda doğuştan gelen gözyaşı kanal tıkanıklığının tedavisi ile yetişkinlerdekinin tedavisi farklıdır. Yetişkinlerde tedavi cerrahidir. Günümüzde en sık kullanılan cerrahi yöntem, burunda küçük bir pencere açılıp yeni bir kanal oluşturulmasıdır” diye konuştu.